SULTAN İKİNCİ SÜLEYMAN HAN (17.6.2003 Türkiye)

Osmanlı sultanlarının yirmincisidir. Sultan İbrahim Han'ın padişah olan üç oğlundan ikincisidir. 1642’de İstanbul’da doğdu. Annesi Saliha Dilâşub Valide Sultan'dır. Şehzadeliğinde mükemmel tahsil ve terbiye gördü. Kardeşi Sultan Dördüncü Mehmed Han'ın tahttan indirilmesi üzerine 1687’de padişah oldu.

Cenabı Hak yüzünü iki cihanda ak etsin!..

Sultan İkinci Süleyman Han tahta çıktığı zaman, Osmanlı ordularında Viyana bozgunuyla başlayan çözülme ve toprak kaybı devam ediyordu. Avusturya Uyvar ve Estergon’un ardından 160 yıllık Türk yurdu Budin’e girdi. Avusturya cephesi serdarının görevini yapmaması ve bir isyancı gibi davranması yüzünden 1688’de Belgrad da düştü.

Devlet içindeki karışıklıklar ve Macaristan’ın elden çıkarak, Belgrad’ın düşmesi, Sultanı çok üzdü. Sağlığının elvermemesine rağmen, askeri teşvik için ordunun başında sefere çıkarak 1689’da Sofya’ya kadar geldi. Bu arada Fâzıl Mustafa Paşa'yı sadrazam yapması, ordu üzerinde olumlu tesir yaptı. Paşa 1690’da Avusturya üzerine yürüdü. Düşman kuvvetlerini mağlup ederek, pek çok kaleyi geri aldı. Osmanlının batıdaki en önemli serhat kalesi Belgrad’ı altı günlük bir kuşatmadan sonra fethetti. Bu zaferler, Osmanlı ülkesini büyük sevince boğdu. Hastalığı sebebiyle Davutpaşa Kışlası’na kadar arabayla gelen Padişah, burada Sadrazama “Hoş geldin. Berhudar ol, yüzün ak, kılıcın berrak, ekmeğin sana helâl olsun!” dedikten sonra ordu erkânının önünde samur kürk giydirdi. Belinden çıkardığı hançeri beline ve bir kıt’a murassa pençe sorgucu da başına taktıktan sonra; “Cenabı Hak iki cihanda yüzünü ak etsin!” diye duada bulundu. 1691’de Sancak-ı Şerîfi tekrar Fâzıl Mustafa Paşa'ya vererek, Avusturya Seferi’ne dua ile yolcu eden Sultan, bir müddet sonra 49 yaşında vefat etti.

Adaşı, büyük Hakan Kanunî’nin yanında...

Sultan İkinci Süleyman Han kadirşinas, cömert ve temkinli bir padişahtı. Fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine pek çok ihsanlarda bulunurdu. 4 yıldan az süren saltanatı, iç ve dış gailelerle geçti. Bilhassa, Avusturya karşısında alınan mağlubiyetler dolayısıyla, herkesin Rumeli elden çıkıyor, diye Anadolu’ya kaçtığı sırada, muktedir devlet adamı Köprülüzâde Fâzıl Mustafa Paşa'yı iş başına getirerek, kaybedilen yerleri devlete tekrar kazandırdı. Büyük Hakan Kanunî Sultan Süleyman Han'ın türbesine defnedildi.

Bu yazı, 17 Haziran 2003 tarihli Türkiye Gazetesi’nde, İbrahim Pakkan adıyla yayınlanmıştır.