"ECDAD" KALESI NASIL YIKILMAZ? (3) (19.2.2002)

Yazdır

Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın, Mekteb-i Şahane-i Hendese-i Mülkiye olarak açtığı İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Gümüşsuyu binasına, Eylül 1975'te adımımı atarken ayrı bir mutluluk duyuyordum. İlk önce Sultan Abdülaziz Han zamanında kışla olarak hizmete giren bu haşmetli binada geçirdiğim 5 yıl süresince, ecdadın ruhaniyetini hep gönlümde hissettim.

Mezun olduğum 1980 yılına kadar geçen süre, yaşı müsait olanların çok iyi hatırlayacağı gibi anarşik olayların en yüksek seviyeye çıktığı yıllardı. Okullar sık sık kapanırdı. Biz de bu arada çok değişik uğraşlara yönelmiştik. Meselâ Sultanahmed'deki İran Özel İlkokulu'nda Farsça ve Nuruosmaniye Camii başmüezzini rahmetli Recep Berk hocadan hat derslerine devam ettik. Diğer bir meşgalemiz de İlmihal'in arkasında listesi verilen kaynak kitaplardan özellikle Osmanlıca olanlarını, Sahaflar'dan temin etmekti. Şu anda kütüphanemizde mevcut 165 parça Osmanlıca eseri hep o yıllarda toplamıştık. Ayrıca Süleymaniye, Nuruosmaniye, Bayezid'de Belediye ve Hakkı Tarık Us, Vefa'da Atıf Efendi, Çemberlitaş'ta Köprülü, Fatih'te Millet, Çarşamba'da Murat Molla Kütüphaneleri çok sık ziyaret ettiğimiz ve saatlerimizi geçirdiğimiz mekânlardı. Daha çok Osmanlıca kitaplardan, özellikle tarihi konuları araştırmak özel zevklerimiz arasındaydı.

Bu sıralarda, şu anda Yıldız Teknik Üniversitesinde profesör olan arkadaş ile birlikte Sultan Abdülmecid Han zamanındaki Kırım Harbi konusu üzerine yoğunlaşmıştık. Bu savaşta İngiliz ve Fransızlarla birlikte Ruslara karşı savaşmıştık. Müttefikimiz İngilizler bu arada Hindistan'daki faaliyetlerini rahatça yürütmüşlerdi. “Eshab-ı Kiram” isimli kitabın sonundaki “Abdülmecid Han” bahsinde verilen aşağıdaki bilgiler bize çok ilginç gelmişti:

"Sultan Abdülmecid Han zamanında dünyada iki büyük İslam devleti vardı. Biri Osmanlı devleti, ikincisi Hindistan'daki Gürganiyye hükümdarlığı idi. Her iki devletin sultanları, İslam dininin bekçisi idiler. İslam düşmanı olan İngilizler, bu iki bekçiyi yok etmek için, çok kurnaz plânlar hazırlamıştı. Önce, Gürganiyye devletini parçalamağa karar verdiler. Böylece, Asya'daki Müslümanları başsız bırakacak, hem de Hindistan'ın hazinelerine, ticaretine hakim olacaklardı. Fakat Osmanlıların buna mani olmasından korkuyorlardı. Bunun için Osmanlıları Ruslarla savaştırmağa çalıştılar. Avusturya ve Prusya, Osmanlı-Rus savaşının önlenmesini istediler. Rusya da bunu kabul etti. Fakat İngilizler, Reşid Paşa’yı harp etmeğe teşvik ettiler. Yardım edeceklerine, zafer kazanacağına, böylece Osmanlıların bir numaralı adamı olacağına inandırdılar. Reşid Paşa, Osmanlı devletinin başına geçeceğinin çılgınlığı içinde, İngilizlere maşa oldu. 26 Eylül 1853'de, Bab-ı âlîde yüz altmış üç (163) kişi topladı. Rusya'ya harp açılmasına karar verdi. Sultan Abdülmecid Han’ı da, tuzağa düşürüp, tasdik ettirdi. Rusya'ya harp ilân edildi. Osmanlı devletinin başını derde sokan İngilizler, Hindistan'daki facia ve felaketlere başladılar. 1857'de, Delhi'de, büyük ihtilâl çıkardılar. İkinci Bahadır Şahı, oğulları ile birlikte Kalküta'ya götürüp hapsettiler. Gürganiyye devleti yıkıldı."

Bu yazı, 19 Şubat 2002 tarihinde http://groups.yahoo.com/group/BIZIMCC adresindeki BizmCC mesajlaşma grubunda yayınlanmıştır.

Yorumunuzu yazın...

    Wednesday the 9th. Telif Hakkı © 2012 http://www.ibrahimpazan.com Her hakkı saklıdır.
    Copyright 2012

    ©