ÂH! YÂ VEDÛD... (20.12.2004)
Sultan İkinci Abdülhamid Han, orta boylu, geniş göğüslü, omuzları kalkık, sesi kalın ve gür, konuşması tane tane ve gayet sakin idi. Sık sık tebessüm eder, fakat kahkaha ile güldüğüne hiç rastlanmazdı. Yürüyüşü tabiî ve pek vakarlı, gayet nâzik, her hâlinde bir fevkalâdelik vardı. Çok hassas, zekî, hafızası sağlam ve dikkatliydi. Giyinişi, yaşına uygun ve zarif olup, kış ve yaz, önü iki sıra düğmeli, ince veya kalın yumuşak kumaşlardan yapılmış uzun palto giyer, sıhhate en müsait olan kumaşları tercih ederdi. Sadeliği ve intizamı ön plânda tutar, yaptığı ve yapacağı şeyleri not eder, yaptıracaklarını da not ettirirdi. Zekâsı ve gönül alıcı muamelesi ile, yabancıların da hürmetini kazanmıştı. Bu sebeple işlerini kolaylıkla gördürürdü. Hâl ve tavrında görülen fevkaladeliğe hayran kalanlar, ona hizmet etmek, işlerini kolaylaştırmak hususunda yarışır, iftihar ederlerdi.
Sultan İkinci Abdülhamid Han, maiyetine ve vekillerine, ilim ve sanat erbabına ihsanı, ecnebilere hediyesi bol ve kıymetli idi. Mevkilerine, hizmet ve başarılarına göre ihsan ve ikramda bulunurdu. Halktan, fakirlik ve sıkıntı içinde olanların hâlini haber alınca, para veya eşya gönderir, hastalara bizzat doktor yollardı.
Sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar çalışarak pek az uyurdu. Halifelik sıfatına, diğer padişahlardan çok daha ehemmiyet vermiştir. Dünyanın her tarafındaki Müslümanlarla meşgul oldu. Onları İstanbul'a sevgi ve saygıyla bağladı, İstanbul'da devamlı olarak binlerce yabancı Müslüman bulunur, Orta Afrika'dan Çin'e kadar olan ülkelerdeki Müslümanlar gelip gider, telkin ve emir alırlardı. Gerçek aile babası, çocuklarına düşkün, onları iyi terbiye eden, hoş sohbet bir hükümdardı. Orduyu kullanmaya azmetseydi, hiç bir kuvvet onu tahtından indiremezdi. Ama buna yanaşmadı. Zâten savaşa ve kavgaya değil, ince diplomasiye inanırdı. Her seviyedeki adamın bir değeri olduğunu bilirdi. Halk kendisini çok sevmiştir. Tahttan indirilişinden bir kaç gün önceki son selâmlığında, "Padişahım çok yaşa!" âvâzeleriyle yeri göğü inleten halk, samimi idi...
Sultan İkinci Abdülhamid Han aynı zamanda iyi bir hattat idi. Şehzadeliği sırasında yazdığı bir eserinde "Ah! Yâ Vedûd" yazılıdır. "Vedûd", Cenab-ı Hakk'ın Kur'an-ı Kerim’de bildirilen 99 ism-i şerifinden biridir. "İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden, sevgiye layık olan" demektir. Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın yeşil zemin üzerine altın yaldızla yazılmış bu hattının bir sureti eke konulmuştur.
Bu yazı, 20 Aralık 2004 tarihinde http://groups.yahoo.com/group/OSMANLILAR adresindeki OSMANLILAR mesajlaşma grubunda yayınlanmıştır.
Rıdvan POLAT
Gönderilme Tarihi 2014-01-11 10:27:24
Yuh olsun bizlere ki daha 100 sene evvelki yazımızı okuyamıyoruz ve yine yuh olsun ki edepsizlikte en önde giderek kızıl lakabını hala kullanıyoruz tarihi iyi bi şekilde öğrenme dileğiyle...
Yoruma cevap yazın