YAŞAYAN OSMANLILAR (17.1.2006 www.haberkusagi.com)

Yazdır

Birinci Dünya Savaşı sırasında görev yapan, Sultan Reşad devri sadrazamlarından Said Halim Paşa, savaş sonrasında Sevr görüşmeleri sürerken Malta’da sürgündeydi. Burada İngilizce, Fransızca ve Türkçe olarak kaleme aldığı bir mektubu, eski sadrazam sıfatıyla Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Wilson, İngiltere Başbakanı Lloyd George ve Fransa Başbakanı Clemenceau'ya göndermiştir. Paşa 1920 tarihli mektubunda şu satırlara yer vermekteydi:

 

“Osmanlı İmparatorluğu'nu cihan çok arayacak ve onun elinden alınmış yerlerde kurulan kifayetsiz, suni devletler, ne idarelerine tevdi ve emanet edilmiş halka, ne de devletler manzumesine faydalı, şerefli bir hizmet ifa edemeyecekler, bu topraklar üzerinde hâkimiyet kavgası son bulmayacaktır. Günahın mes'ulleri bu hakikatleri bilmeden veya unutulmuş olarak hatayı irtikab edenlerdir."

 

Benzer şekilde İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Başbakanı olan Churchill’in, “Osmanlı’yı yıkanların bir gün onu arayacaklarını, Osmanlı’nın boşluğunu asla dolduramayacaklarını ve çok sıkıntı çekeceklerini” ifade ettiği söylenir.

 

Osmanlı İmparatorluğunun parçalandığı Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 90 yıla yakın bir zaman geçti. Osmanlı bakiyesi topraklarda, sınırları cetvelle çizilerek oluşturulan irili ufaklı pek çok ülke ve bu ülkelerde yaşayan insanlar, huzur yüzü hiç görmedi. Yani yukarıda aktardığımız beyanlar doğru çıktı.

 

Geçen zaman nasıl geri gelmez ve nehirler nasıl tersine akıtılamazsa, olan olmuş, Osmanlı İmparatorluğu da yıkılarak tarih kitaplarının sayfalarındaki yerini almıştır. Bize düşen ecdadımızla -haklı olarak- daima iftihar etmek ve onlara layık evlatlar olmak için çok çalışmak, aynı zamanda onlardan bize hatıra kalan tarih ve kültür varlıklarını korumaktır.

 

Bu hatıralardan birisi de, zamanın şartları gereği 1924 yılında yurt dışına çıkarılan Osmanoğulları ailesinin günümüze kadar ulaşan üyeleridir. Osman Gazinin neslinden gelen ve 623 yıl süreyle dünyanın en uzun soluklu devletini yöneten bir hanedanın akrabaları olan bu ailenin kadın mensuplarına 1952’de Adnan Menderes’in, erkek mensuplarına da 1974’de Bülent Ecevit’in başında bulunduğu hükûmetler döneminde yurda giriş izni verildi. Pek çoğu sonradan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da oldular.

 

Osmanoğulları ailesi mensuplarının yurt dışında çektikleri sıkıntıları insanî açıdan ele alan bir belgesel TV kanallarından birinde devam etmektedir. Adının “Son Osmanlılar” olduğu bildirilen bir diğerinin de yakında başka bir ulusal kanalda başlayacağını gazetelerden öğrendik. Bu kabil programları, yukarıda bahsi geçen “tarihimizin hatıralarına sahip çıkma” anlamında yararlı görüyoruz.

 

Ancak “Son Osmanlılar” tabiri yanlıştır. Bu ibareden, artık aileden kimsenin kalmadığı veya nesillerinin kurumak üzere olduğu gibi bir anlam çıkmaktadır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan, erkeklerinin yanında, kadın dallarından inenlerle birlikte 250 civarında üyesi bulunan Osmanoğulları ailesinin üyelerine “Son Osmanlılar” değil de “Yaşayan Osmanlılar” dense daha doğru olur kanaatindeyiz.

 

 

Bu makale, 17 Ocak 2006 tarihinde www.haberkusagi.com internet sitesinde yayınlanmıştır.

Yorumunuzu yazın...

    Wednesday the 9th. Telif Hakkı © 2012 http://www.ibrahimpazan.com Her hakkı saklıdır.
    Copyright 2012

    ©