SÜLEYMANİYE'NİN SIRLARI (13.6.2023) Gazete Yazıyor
Önceki yazımda, Mimar Sinan’ın kendi deyimiyle “kalfalık eseri” olan Süleymaniye Camii’nin temel atma töreninin 13 Haziran 1550 Cuma günü icra edildiğini, ibadete açılış tarihinin ise 7 Haziran 1557 Pazartesi günü olduğunu belirmiştim. Bu yazımda da bu muhteşem mabedin bazı özelliklerinden bahsetmek istiyorum.
Osmanlının bu en büyük külliyesi, içindeki üniversiteleri ile bir eğitim merkezi olması, imareti, hastanesi, çevresindeki havadar mahallede oturan seçkin aileleri, sultanların cuma namazı için sık sık camiye gelmeleri, çarşı bölgesine yakınlığı, Haliç’e bakan dış avlusunun doyumsuz manzarasıyla İstanbul hayatının mühim merkezlerinden biriydi. Bugün de o çevrede şöyle bir dolaşsanız bu sayılan özelliklerinden bir şey kaybetmediğine şahit olursunuz.
DÖRT BÜYÜK SÜTUN, DÖRT HALİFE
Caminin inşaatına, imparatorluğun değişik yerlerinden malzeme getirilmiştir. Mimar Sinan bunlardan cami içindeki dört büyük mermer sütunla ilgili olarak şu bilgileri verir:
“Bu dört büyük sütun Peygamber efendimizin dört büyük halifesini temsil eder ki her biri bir diyardan gelmiştir. Bunlardan biri İstanbul’un Kıztaşı semtinden, biri bugün Lübnan’da bulunan Baalbek şehrinden, biri İskenderiye’den getirilmiştir. Bir diğeri de Bahriye-i âmirede hazır hâlde bulunmuştur.”
Cami ve şadırvanın bulunduğu iç avlu, uzun kenarı 216 metre, kısa kenarı ise 144 metre olan geniş bir dış avlu ile çevrilmiştir. Dış avlunun 11, şadırvanın bulunduğu iç avlunun üç, caminin kapalı mekanının, bugün kullanılmayan hünkâr ve müezzin kapıları ile birlikte beş kapısı vardır. Mimar Sinan’ın türbesine giden merdivenli kapı ile birlikte toplam yirmi kapı olmaktadır.
Caminin kıble duvarı önünde Kanûnî Sultan Süleyman Han’ın ve biraz ilerisinde de hanımı Hürrem Sultan’ın kubbeli türbeleri yer alır. Kanûnî Türbesi’nde ayrıca Osmanlı padişahlarından II. Ahmed ve II. Süleyman’ın da kabirleri vardır. Bu türbelerin çevresi, bazı Osmanlı paşaları ve devlet görevlileri ile akrabalarının kabirlerinin bulunduğu büyük bir hazire durumundadır. Mimar Sinan, camiyi çevreleyen dış avlunun dışında, Haliç’e bakan mütevazi kabrinde yatar.
CAMİNİN BAZI SIRLARI
Elektriğin keşfedilmediği devirlerde, caminin aynı anda beş bin kişinin namaz kılabildiği kapalı alanında gece aydınlatması, ince demir askılar üzerindeki yağ kandilleri ve mumlarla yapılırdı. Yüzlerce kandilden yükselen is, belirli bir hava akımıyla ana giriş kapısının üstünde yer alan ve “is odası” diye bilinen bir odada toplanmakta, böylece cami duvarları ve kubbelerinin is nedeni ile kararması önlenmekteydi. İs odasının duvarlarında biriken bu isler zaman zaman kazınır, mürekkep yapılarak hattatlara verilirdi. Bu mürekkeple yazılan hatların rengi asırlarca bozulmadan kalmakta, ilk yazıldığı günkü canlılığını muhafaza etmektedir.
Yerden kilit taşına kadar 53 metre yüksekliğinde ve 27,40 m çapındaki devasa ana kubbe, bu denli geniş bir açıklığı örtmeye hizmet ederken kapalı alanda çıkan bütün sesleri toplayarak akustik konusunda bazı problemleri de beraberinde getireceğinden, diğer büyük camilerde olduğu gibi Süleymaniye’de de dahiyane bir uygulamaya başvurulmuştur. Ağız kısımları iç mekâna dönük olmak üzere daha kubbe örülürken kubbe çeperi içine belirli seviyelerde yerleştirilen 50 cm boyunda altmış dört adet küp sayesinde etkili bir ses düzeni sağlanmıştır. Ayrıca küplerin içi boş olduğundan kubbe çeperi hem sağlamlaşmakta hem de yük hafiflemektedir.
Ne yazıktır ki günümüzde, böylesine gelişmiş bir akustik sisteme sahip mabet içine yerleştirilen çok sayıda mikrofon ve hoparlörle imamın ve müezzinlerin sesleri yankı yapmakta, ses seviyesi yükselsin ve herkes duysun derken birbirine karışan metalik seslerden hiçbir şey anlaşılamamaktadır.
Caminin avizelerine yer yer içi boşaltılmış deve kuşu yumurtaları asılmıştır. Deve kuşu yumurtalarından etrafa yayılan, ancak insanlar tarafından algılanamayan bir koku, haşereleri özellikle de örümcekleri camiden uzak tutmakta, böylece temizlenmesi güç kubbeleri kirletmeleri önlenmektedir.
Bu makale, 13 Haziran 2023 tarihli Gazete Yazıyor'da yayınlanmıştır.
https://www.gazeteyaziyor.com.tr/suleymaniyenin-sirlari