OSMANLILARIN KUDÜS’Ü FETHİ (30.12.2023) Gazete Yazıyor

Yazdır

Yavuz Sultan Selim Han, tam 2 yıl 1 ay 20 gün sürecek Mısır Sefer-i hümâyûnuna çıkmıştı. Osmanlı tarihindeki en uzun süreli sefer ünvanına sahip olan bu sefer için padişah, 5 Haziran 1516 günü Topkapı Sarayı’ndan ayrılarak Üsküdar’daki ordugâha geçmiş, İstanbul’a ancak 25 Temmuz 1518 günü dönebilmiştir.

İstanbul’dan Kahire’ye kadar takip edilen yaklaşık 2500 kilometrelik güzergâhtaki 104 menzilden bazıları şöyledir: Üsküdar, Maltepe, Gebze, Hereke, İznik, Yenişehir, Kütahya, Afyonkarahisar, Akşehir, Ilgın, Konya, Niğde, Kayseri, Elbistan, Malatya, Gaziantep, Mercidâbık, Halep, Hama, Humus, Şam, Safed, Remle, Kudüs, Gazze, Han Yunus, Ariş, Katıyye, Kantara, Ridaniye, Kahire.

Osmanlı ordusu yaklaşık üç ay süren bir yürüyüşten sonra nihayet 24 Ağustos 1516 günü Sultan Kansu Gavri kumandasındaki Memlûk ordusu ile Halep şehrine çok yakın olan Mercidâbık’ta karşılaştı. İki ordunun mevcudu konusunda çeşitli rivayetler varsa da Osmanlı ordusu tahminen 60.000, Memlûk ordusu 80.000 kişi idi. Osmanlı ordusunda 300 top vardı. 46 yaşındaki tecrübeli padişah, sağ ve sol kanatlarını birbirleriyle birleştirmek suretiyle çemberi kapatmış, Memlûk ordusunu imha etmişti. O sırada 66 yaşında olan Kansu Gavri savaş bittikten sonra ortadan kaybolmuş, daha sonra bir su kenarında ölüsü bulunmuştu. Savaş esirleri arasında en değerlisi ise şüphesiz son Abbasî halifesi III. Mütevekkil idi.

HUTBE YAVUZ ADINA OKUNUYOR

Yavuz 28 Ağustos’ta Halep’e girmiş, ertesi günkü Cuma namazında hutbe, yeni İslam halifesi olarak onun adına okunmuştu. Kuvvetli rivayete göre Halep’teki Cami-i Kebir’de kılınan Cuma namazında hatip, yeni halifeyi anarken âdet olduğu üzere  “Hâkimü’l-Haremeyni’ş-şerîfeyn” yani “Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevverenin hâkimi” olarak takdim etmişti. Yavuz’un uyarması üzerine “Hâdimü’l-Haremeyni’ş-şerîfeyn” yani “Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevverenin hizmetçisi” olarak düzeltmiş, bundan sonra da 1924’e kadar hutbelerde hep böyle söylenmiştir. Yavuz halife olmanın heyecanı içinde gözyaşlarını tutamamış, hazret-i Peygamber’in meşru halefi olmanın sevinciyle ağlamış ve oturduğu yerdeki seccadeyi kaldırarak alnını caminin mermer zeminine koyarak şükran secdesine kapanmıştı. Sırtındaki değerli kaftanı da hatibe hediye etmişti.

Daha sonra hızla güneye inen Yavuz 19 Eylül’de Hama, 21 Eylül’e Humus’u almıştı. 27 Eylül’de Şam’a gelmiş, 15 Aralık 1516’ya kadar burada 2 ay 18 gün kalmıştı. Uğradığı yerlerde peygamber ve evliya mezarlarını ziyaret etmeyi itiyat hâline getirmiş olan padişah, Şeyh-i ekber Muhyiddin-i Arabî’nin Şam’ın Salihiyye semtindeki kabrini ziyaretinde, türbe kubbesinin yıkılmış, sandukasını toz toprak içinde görünce çok üzülmüştü. Türbenin tamir edilmesini, bitişiğine bir cami, tekke ve imaret yapılmasını emretmiş, geliri için birtakım köy ve mezraları vakfetmişti. Padişah Şam’da iken Osmanlı ordusu Kudüs’ün de içinde bulunduğu Filistin’i fethetmişti. Böylece hazret-i Ömer’in hatırası olan bölgede, İngilizlerin 1917’de işgal edişine kadar sürecek dört asırlık mutlu ve huzurlu Osmanlı dönemi başlıyordu.

PADİŞAH MESCİD-İ AKSÂ’DA

Yavuz Sultan Selim Han Mescid-i Aksâ’yı ziyaret etmeyi çok arzu ettiğinden, sefer güzergâhından ayrılmış olmasına rağmen orduyu Remle’den Gazze’ye göndererek kendisi devlet erkânı ile birlikte 30 Aralık 1516 günü Kudüs’e girmişti. 12.000 kandille aydınlatılmış Mescid-i Aksâ’da bir müddet ibadetle meşgul olmuştu. Civardaki peygamber mezarlarını ve mukaddes mahalleri ziyaret etmiş, ruhları için Kur’ân-ı kerîm okutup fakirlere sadakalar dağıtmıştı. Ertesi gün hareket eden padişah 2 Ocak 1517 günü Gazze’ye ulaşmıştı. Bu arada hicrî 922 yılının Kurban Bayramı idrak edilmişti.

Artık bu uzun seferin asıl hedefi Mısır ile Osmanlı ordusunun arasında Sina Yarımadası’ndaki Tih Çölü kalmıştı. Bu çölü tarihte iki kumandan geçebilmişti. Biri M.Ö. 525’te Pers İmparatoru Kambiz, diğeri de bundan 193 yıl sonra M.Ö. 332’de Makedonyalı Büyük İskender’dir. Hatta Büyük İskender’in geçişi bile tam bir geçiş sayılmaz çünkü ordusunun büyük kısmını denizden İskenderiye’ye sevk etmiştir. Büyük cihangirlerden Timur bile bu çölü geçmeyi başaramamış, Katıyye’den geri dönmüştür. 

Yavuz Sultan Selim Han, Akdeniz kıyılarından fazla uzaklaşmayarak kuzeyden Sina’yı 9-22 Ocak arasında 13 günde geçmiştir. Artık son Memlûk sultanı II. Tumanbay’ın kumandasındaki Memlûk ordusu Kahire’nin kuzeydoğusundaki Ridaniye’de görünmüştür.

Bu makale, 30 Aralık 2023 tarihli Gazete Yazıyor'da yayınlanmıştır.

https://www.gazeteyaziyor.com.tr/bagdatin-ikinci-defa-fethi

Yorumunuzu yazın...

    Friday the 6th. Telif Hakkı © 2012 http://www.ibrahimpazan.com Her hakkı saklıdır.
    Copyright 2012

    ©