MEKKE’NİN FETHİ (30.3.2024) Gazete Yazıyor

Yazdır

Peygamberimizin İslam’ı tebliğinin 12. senesinde Mekkeli müşriklerin Müslümanlar üzerindeki baskısı artık dayanılmaz hâle gelmişti. İslam’ın yayılmasını önlemek için başka çare kalmadığını görerek kendisini öldürmeye karar verdiler. Bunun üzerine Resûlullah, doğduğu, çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği, peygamber olduğunun bildirildiği ve ilk vahyin indiği şehir olan Mekke’den 9 Eylül 622 gecesi ayrılarak 400 kilometre uzaklıktaki Medine’ye hicret etti.

Böylece ilk İslam devleti Medine’de kurulmuş oluyordu. Hicret’in ikinci senesinde, bu ilk İslam devletinin Mekkeli müşriklerle Bedir’de yaptığı muharebe, Müslümanların kesin galibiyetiyle sonuçlandı.

Bu savaştan tam bir yıl sonra Medine’nin 8 kilometre kuzeyindeki Uhud Dağı’nın eteklerinde yapılan savaşta, İslam ordusu önce harbi kazanmışken sonradan müşrikler vadiyi dolaşarak Müslümanları arkadan vurdular.

Hicret’in beşinci senesindeki Hendek Muharebesi’nde, Uhud’da alınan dersten sonra kuşatma altında kalmak, açık arazide çarpışmaya tercih edildi. On bin kişilik müşrik ordusunun Medine kuşatması bir ay devam etti. Bir sonuç alamayacaklarını anlayarak Mekke’ye geri döndüler.

İSLAM DEVLETİ GÜÇLENİYOR

Çevre kabilelerin bölük bölük gelip Müslüman olmalarıyla sürekli güçlenen Medine İslam devleti, Şam’a giden ve Şam’dan gelen Mekke kervanları için büyük bir tehdit unsuruydu.

Hicret’in altıncı senesinde Peygamberimiz, Mekke’ye gidip umre yapmak amacıyla 1400 kişi ile yola çıktı. Ancak müşrikler Müslümanları Mekke’ye sokmayarak Mekke’ye 17 kilometre mesafedeki Hudeybiye’de durdurdular. İki taraf arasında elçiler aracılığıyla bir dizi görüşme yapıldı. Sonunda Mekkeli müşriklerle Medine İslam devleti arasında 10 yıl sürecek bir barış antlaşması imzalandı.

Ertesi sene Yahudilerle yapılan savaş kazanılarak Hayber fethedildi. Peygamberimiz önceki sene engellenen umre ibadetini, çocuk ve kadınlar hariç 2000 kişiyle Mekke’ye gelerek bu sene ifa etti.

Hicret’in sekizinci senesinde çok kalabalık olan Bizans ordusu ile Amman’ın 120 kilometre kadar güneyindeki Mute’de şiddetli bir muharebe yapıldı. Halid bin Velid komutasındaki İslam ordusundan sadece 15 şehit verilerek Medine’ye geri dönüldü.

Bütün bu tecrübelerden sonra, sekiz sene önce çıkmak zorunda kaldıkları ana vatan Mekke’nin fethi için şartlar, Müslümanlar lehine olgunlaşmıştı.

KUTLU FETİH

Mekkeli müşriklerin desteğini alan Benî Bekir kabilesinin, Huzâa kabilesine baskın düzenleyerek reislerini öldürmesi üzerine Huzâa kabilesi Medine’ye bir heyet gönderdi. Hazret-i Peygamber Kureyşlilere mektup yollayarak Benî Bekir’le ittifaktan vazgeçmelerini veya öldürülen Huzâalıların diyetini ödemelerini, aksi takdirde Hudeybiye Antlaşması’nın ihlâl edilmiş olacağını bildirdi. Kureyşlilerin bu tekliflere olumlu cevap vermemesi üzerine Mekke üzerine yürüme konusunda Müslümanlar için bir fırsat doğmuş oldu.

Sefer hazırlıkları son derece gizlilik içinde yürütüldü. Nihayet Peygamberimiz Hicret’in sekizinci senesi Ramazan’ının 13. günü (4 Ocak 630) Medine’den ayrıldı. Yol boyunca katılanlarla birlikte 10.000 kişiyi bulan İslâm ordusu, Mekke’ye 16 km mesafedeki Merrüzzahrân’da konaklayıncaya kadar Kureyşliler seferden haberdar olmadı.

İslâm ordusunun büyüklüğü karşısında paniğe kapılan Kureyşliler, Ebû Süfyân’ın başkanlığındaki bir heyeti hazret-i Peygamber’e gönderdiler. Ebû Süfyân ve heyet üyeleri İslâm’ı kabul etmiş olarak Mekke’ye döndüler. Ebû Süfyân, Kâbe önünde müşriklere hitaben yaptığı konuşmada, kendisinin İslâmiyet’i kabul ettiğini ve onların da teslim olmaktan başka çarelerinin kalmadığını söyledi.

Dört koldan aynı anda Mekke’ye girilmesini planlayan hazret-i Peygamber, kumandanlarına mecbur kalmadıkça savaşmamalarını, kaçanları izlememelerini, yaralı ve esirleri öldürmemelerini tembih etti.

Ramazan’ın 20’sinde (11 Ocak 630) şehre giren hazret-i Peygamber, diğer birliklerle Safâ Tepesi’nde buluştu. Daha sonra Kâbe’yi tavaf etti. Mescid-i Harâm ile daha önce belirtilen kişilerin evlerine sığınan ve kendi evine kapanarak silâhlarını bırakanların emniyette olduğunu ve esir alınanların öldürülmeyeceğini söyledi. 

Kâbe ve çevresi şirk alâmetlerinden temizlendikten sonra Kâbe’nin içinde iki rekât namaz kılan hazret-i Peygamber, Bilâl-i Habeşî’ye Kâbe’nin damına çıkarak ezan okumasını emretti. Mekkeliler bölük bölük gelerek hazret-i Peygamber’e biat edip Müslüman oldular. Mekke’nin fethiyle büyük bir engel aşılmış oluyordu. Müteakip yıllarda İslamiyet büyük bir hızla yayılmaya başlayacaktı.

Bu makale, 30 Mart 2024 tarihli Gazete Yazıyor'da yayınlanmıştır.

https://www.gazeteyaziyor.com.tr/mekkenin-fethi

Yorumunuzu yazın...

    Wednesday the 4th. Telif Hakkı © 2012 http://www.ibrahimpazan.com Her hakkı saklıdır.
    Copyright 2012

    ©