ELVEDÂ YÂ RAMAZAN! (2.4.2024) Gazete Yazıyor
İslam’ın beş şartından biri olan oruç ibadetini yerine getirdiğimiz bir Ramazan ayını daha geride bırakıyoruz.
Bir ibadet olmasının yanı sıra, iftarları, sahurları, teravihleri, camilerin minareleri arasına gerilen ışıl ışıl mahyaları, Hırka-i Şerîf ziyaretleri, camilerdeki Kur’ân-ı kerîm mukabeleleri, büyük şehirlerde azalsa da sahura kaldıran davulcuları, fakirlere ve muhtaçlara verilen fitre ve diğer sadakaları, Kur’ân-ı kerîmde övülmüş Kadir Gecesi ve nihayet her yaştan insanımızın sevinçle karşıladığı Ramazan Bayramı ile aynı zamanda bu topraklardaki bin yıllık kültürümüzün de önemli bir parçası olan Ramazan ayına veda ediyoruz.
HIRKA-İ SAADET VE HIRKA-İ ŞERİF
Bugünkü yazımda sizlere, güzel İstanbul’umuzda bulunan ve özellikle Ramazan aylarında ziyaret edilen Peygamberimize ait iki hırkadan bahsedeceğim. Bunlardan biri Topkapı Sarayı’ndaki Hırka-i Saadet Dairesi’nde, diğeri ise Fatih semtindeki Hırka-i Şerif Camii’nde muhafaza edilmektedir.
Topkapı Sarayı’ndaki hırka-i saadet, Peygamberimiz tarafından ashaptan Ka’b bin Züheyr’e hediye edilmiş ve bizzat giydirilmiştir. Hırka Emevîlerden Abbâsîlere intikal etmiş ve halifelerce birtakım merasimlerde giyilmiştir. Nihayet Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır’ı fethi sırasında diğer kutsal emanetlerle birlikte İstanbul’a getirilmiştir.
İstanbul’daki ikinci hırka, çok istediği hâlde bakıma muhtaç yaşlı annesini yalnız bırakamadığı için Medine’ye gelip Peygamberimizi görmek nasip olmayan Veysel Karânî’ye, bizzat hazret-i Peygamber’in vasiyeti üzerine hazret-i Ömer ve hazret-i Ali tarafından teslim edilen hırkadır. Nesilden nesile aktarılmak suretiyle hırkayı ellerinde bulunduran Veysel Karânî’nin torunları, Sultan I. Ahmed devrinde İstanbul’a yerleşmişlerdir. Hırka asırlarca çeşitli mekânlarda ziyaret edildikten sonra nihayet Sultan Abdülmecid’in 1851 yılında Fatih’teki Hırka-i Şerif Camii’ni yaptırmasının akabinde burada muhafaza edilmeye başlanmıştır.
Bu hırka, Ramazan aylarının ilk cuması ziyarete açılmakta ve Ramazan ayı boyunca ziyaret edilebilmektedir. Her yıl bütün bir Ramazan bir milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği Hırka-i Şerîf, hafta içi saat 10.00-17.00, hafta sonu ise 09.00-17.30 saatleri arasında görülebiliyor. Kadir Gecesi’nde ise ziyaret, teravih namazı sonrası sabah 03.00’e kadar devam ediyor. Hırka-i Şerîf ziyareti, arefe günü ikindi namazı sonrasında yapılan dua ile sona eriyor.
SARAYDA HIRKA-İ SAADET ZİYARETİ
Osmanlı Devleti zamanında, her Ramazan ayının on beşinde Topkapı Sarayı’nda gerçekleştirilen Hırka-i Saadet ziyaretlerinde, sarayda önceden hususî surette hazırlanan üzeri yazılı tülbentler, padişah tarafından altın sandukası ve yedi kat ipek bohçasından çıkarılan Hırka-i Saadet üzerine konulur, ziyaret eden kişi hırka-i şerife temas eden bu tülbendi öpüp başına koyardı. Sonra da geri alınmaz kendisine hediye edilirdi. Ziyaretçi bu tülbendi ömrü boyunca mukaddes bir hatıra olarak saklar, vefatından sonra kefenine konulmasını vasiyet ederdi. Bu tülbentlere destmâl-i şerif denirdi.
Destmâl, Farsça elbezi, mendil demektir. Destimâl olarak da söylenmektedir. Destmâl-i şerîflerin her bir kenarında birer mısrası yazılı olan ve Şeyhülislam Seyyid Hacı Ahmed Arif Hikmet Bey’e (ö. 1859) ait olan manzume ve mealen manası şöyledir:
Hırka-i hazret-i fahr-i rusüle
Atlas-ı çarh olamaz pây-endâz
Yüz sürüp zeyline takbîl iderek
Kıl şefî’-i ümeme arz-ı niyâz
(Bütün resullerin övündüğü hazret-i Peygamber’in hırkasına
Gökyüzü atlası serilse, yaygı bile olamaz altına
Eteğini öpüp yüz sürerek hürmetle
Niyazını arz et, ümmetlerin şefaatçisi büyük peygambere)
Tülbentlerin ortasında da “Allâhü yü’âvinüküm fi külli’l-umûr.” (Allahü te’âlâ size her işinizde yardım etsin.) duası veya “Nûrü’l-hüdâ nilnâ bihî tekrîmâ, sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ.” (Allahü te’âlânın bir ihsanı olarak o hidayet nuruna nail olduk. Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.) gibi ibareler yer alırdı.
Bu makale, 2 Nisan 2024 tarihli Gazete Yazıyor'da yayınlanmıştır.
https://www.gazeteyaziyor.com.tr/elveda-ya-ramazan