GEMİLERDE TALİM VAR (5.4.2002 www.iha.com.tr)

Yazdır

16 Haziran 2002 Pazar günü, 1,5 milyon civarında öğrenci Yükseköğretime Öğrenci Seçme Sınavına (ÖSS) girecek. Sınav saat 09:30’da başlayacak, tek oturumda uygulanacak ve 3 saat sürecek. Bugün itibariyle o büyük güne 71 gün var. Büyük gün dedik, çünkü anne ve babası ile beraber yaklaşık 5 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiren, gerçekten önemli bir gün.

Türkiye’deki her öğrencinin aklında, neredeyse daha ilkokula kaydolurken bu gün vardır. Hele lise 2’den itibaren okul dışında bir de dershane maratonu başlar ki, öğrenci iki sene boyunca neredeyse üniversite sınavıyla yatar, üniversite sınavıyla kalkar.

Biz bu yazımızda, ders çalışma teknikleri, test çözme taktikleri veya sınav stratejilerinden bahsetmeyeceğiz. Uzun uzadıya, sınav öncesi, sınav sabahı ve sınav anında yapılacakları sıralamayacağız. Bu gibi konular, sınava girecek üniversite öğrencisi adaylarının zaten çok iyi bildiği hususlar. Biz sınava girecek öğrencileri uyarmak amacıyla, sadece küçük ama önemli bir ayrıntının üzerinde duracağız.

Ne demiştik? Günlerden o Pazar ve saat 09:00... Siz sınav salonundasınız. Birazdan aylardır, hatta yıllardır hazırlandığınız sınav başlayacak. Şu an sınav gözetmenleri soru kitapçıklarını ve cevap kağıtlarını dağıtıyor ve onlar üzerinde doldurmanız gereken kimlik bilgilerini işaretliyorsunuz. Cevaplandırılması gereken sorular bakımından, o ana kadar yapmanız gereken her şeyi yapmışsınız. Binlerce soru çözmüşsünüz. Deneme sınavlarından geçmişsiniz. Yani bu konuda yeteri kadar “talimli”siniz.

Peki “vücut” denilen sisteminiz, sabah saat 09:00’dan 12:30’a kadar sürecek bir zaman diliminde, belli özelliklerde tahta bir sıranın üzerinde, belli bir pozisyonda, sorunsuz olarak kalmaya da talimli mi? Vücudunuzun iskelet sistemi, dolaşım sistemi, sindirim sistemi, sinir sistemi ve boşaltım sistemi, o 3,5 saate hazır mı?

Bir şeyi “iyi” yapmanın, “çok” yapmakla mümkün olduğu genel bir kuraldır. Bu nedenledir ki, sınavda çıkabilecek nitelikte binlerce soru, daha önceden defalarca çözülür. Gerçek sınavdaki ile aynı dallarda ve aynı sayıda sorudan oluşan deneme sınavlarından geçilir. Bu sınavlarda da süre, gerçeğindeki gibi 3 saattir. Böylece gerçek sınav için talimli hale gelinmiş olur.

Aynı şekilde vücudun fiziksel olarak da “talimli” olabilmesi için hiç olmazsa kalan bu 71 gün içinde, en azından haftada bir gün, sınav gününde yaşanacakları bire bir uygulamak uygun olur. 16 Haziran günü saat kaçta kalkılacaksa o saatte kalkmalı, nasıl kahvaltı yapılması plânlanmışsa öyle kahvaltı etmeli ve 09:00’da sınav sandalyesine oturup 3,5 saat hiç kalkmadan benzer bir sınavdan geçmeli. Bu arada gerçek sınavda olduğu gibi tuvalete bile gidilmemeli.

Talim deyince akla tabii hemen askerlik geliyor. Nitekim askerlik yapanlar bilir. Her eylül ayında, bütün birlikler erinden generaline kadar karargâhlarından araziye taşınıp, geceleri çadırlarda kalıp kampette yatarlar. Ordugâhta, sahra mutfaklarında pişen yemekler yenir. Yani barış zamanında, savaştaki şartlara her bakımdan hazırlanmaya çalışılır.

Denizcilerin de ömrü gemilerde geçer. Sebebi açık değil mi? “Nasıl olsa şu anda savaş yok, gemi denizde demirli dursun, biz karadaki karargâhımızda eğitim yaparız” denebilir mi? Öyle olsa, gerektiğinde değil başka bir şey yapmak, bütün mürettebat mide bulantısından ayakta bile duramazdı...

ÖSS’ye girecek bütün öğrencilere başarılar dileriz.

 

Bu makale, 5 Nisan 2002 tarihinde www.iha.com.tr internet sitesinde yayınlanmıştır.

Yorumunuzu yazın...

    Wednesday the 9th. Telif Hakkı © 2012 http://www.ibrahimpazan.com Her hakkı saklıdır.
    Copyright 2012

    ©